hd film izle film izle demirdöküm demirdöküm servis bosch servis vaillant servis eca servis ariston servis
 

BEDESTEN

Bedestenler, Kervansaraylar, Hanlar, Çarşılar, Köprüler, Ticarî ve Sosyal Yapılar, Ticaret Tarihi...

  • Increase font size
  • Default font size
  • Decrease font size

EDİRNE - MERİÇ NEHRİ (Güneyden Görünüm)

E-mail Print PDF

EDİRNE - MERİÇ NEHRİ (Güneyden Görünüm)


Fotoğraf: Prof. Dr. Ahmet SINAV - 23.02.2013

 

Sıva altından 550 yıllık tarih çıktı

E-mail Print PDF

Sıva altından 550 yıllık tarih çıktıBursa'da, 550 yıllık geçmişi bulunan Muradiye Külliyesi'nin restorasyonu sırasında türbe kubbelerinin sıvandığı anlaşıldı. Kubbelerin gerçekte Osmanlı motifleriyle süslendiği görüldü. Sıvanın, 1850'li yıllarda Batı'nın etkisiyle yapıldığı tespit edildi.

BURSA - İHA - Muradiye Külliyesi'nde başlatılan restorasyon çalışmaları, yaklaşık 150 yıllık bir sırrı ortaya çıkardı. Sultan 2. Murad tarafından 1425-1426 yılları arasında inşa edilen ve Fatih Sultan Mehmed'den itibaren 100 yılı aşkın bir dönem içinde peyderpey yaptırılan 12 adet türbeden oluşan “Muradiye Külliyesi”ndeki türbelerin kubbesinde yer alan görüntünün orijinal olmadığı belirlendi. Çalışmalara II. Bayezid'in eşi Gülruh Hatun Türbesi'nden başlayan restorasyon uzmanları, türbe kubbesinde “barok” desenlerle süslü sıvanın hareketli olduğunu fark edince sondaj çalışması yaptı. Büyük bir titizlikle yapılan çalışmalarda, mevcut sıvanın altında kalan kubbenin aslında Osmanlı motifleriyle süslü olduğu ortaya çıktı. Bunun ardından II. Bayezid'in oğlu şehzade Mahmud Türbesi'nde yapılan çalışmada da aynı manzarayla karşılaşıldı.

Restorasyon uzmanı Sara Özçelik “Özellikle 17. yüzyılda Avrupa'da yaygınlaşan Barok sanatını etkisi altında kalınarak, sadece Bursa'da değil, İstanbul'da da böyle çalışmalar yapıldığını biliyoruz. Bu türbelerde de, 1850'li yıllarda Osmanlı dönemi tezyinatının sıvayla kapatılıp, üzerine barok desenler işlendiğini tahmin ediyoruz. Şimdi biz kanun gereği, 8'de birini koruma altına alıp, sıvanın altındaki orijinal desenleri ortaya çıkarıyoruz” dedi.

ÇALIŞMALAR SÜRÜYOR
Hassas bir şekilde devam eden çalışmalarda ortaya çıkan Osmanlı motifleri ilk günkü gibi canlılığını koruyor.

http://www.turkiyegazetesi.com/news/32753/siva_altindan_550_yillik_tarih_cikti.aspx#.UQ4Wz_LmfMw

 

 

Balkanlar’daki Osmanlı eserlerini kayıt altına alan Kiel’in sıra dışı hikâyesi

E-mail Print PDF


Hollandalı sanat tarihçisi Prof. Dr. Machiel Kiel, Osmanlı torunlarını utandıracak kadar Osmanlı hayranı. Evliya Çelebi gibi yarım asırdır Balkanlar’daki Osmanlı eserlerini kayıt altına alan Kiel’in sıra dışı hikâyesi…

"AYVERDİ BENİ FATİH’TEKİ EVİNDE AĞIRLARDI

Prof.Dr. Machiel Kiel1971’de
Ekrem Hakkı Ayverdi’nin Balkanlar üzerindeki makaleleriyle karşılaşır. Onunla tanışmak ve çalışabilmek için bir mektup yazar. Ayverdi de olumlu bir cevap yazar. Kiel, daha sonraki yıllar bazı konularda onun yardımına başvurur. Hatta Ayverdi daha sonraları onun için “çok parlak bir genç” nitelemesinde de bulunur: “İlk tanışmamız ona yazdığım mektupla oldu. Birkaç kez yeni bulduğum kitabeleri ona okuttum. Bana yardımcı oldu, Fatih’teki evinde misafir etti. Ayverdi çok şey yaptı. Onun gibi biri daha gelmedi. Profesör Abdüsselam Uluçam da çok iyi; ama Ayverdi bambaşka biriydi. Ayverdi gibi bir desteğim olsa çalışmalarım daha da artardı."

 

‘Evliya Çelebi gibi 50 yıldır Balkanlar’ı gezdim, gördüm ve yazdım. Osmanlı eserlerinin içler acısı durumunu rapor ettim yetkililere. Saha çalışmalarında eserlerin fotoğrafını çektiğim için dayak da yedim, hapse de atıldım… Bir kavga veriyorum barbarlığa karşı, siz de sahip çıkın… Çünkü önlem alınmazsa 10 yıl içinde Balkanlar’da eser kalmayacak.’

Bu sözler bir Türk vatandaşına değil, Hollandalı Sanat Tarihçisi Prof. Dr. Machiel Kiel’e ait. Hayatını Balkanlar’daki Osmanlı eserleri ve belgelerini araştırmaya adayan Kiel, tam bir Osmanlı mimarisi hayranı. İlerleyen yaşına rağmen her imkân bulduğunda soluğu Balkanlar’da alan bir saha araştırmacısı. 1959’da henüz 21 yaşındayken başladığı Balkan çalışmalarında 50. yılını tamamlamış. Arşiv ile saha çalışmalarını birlikte yürütmesi de, kendisini daha başarılı kılmış.

Read more...
 

İbn-i Batuta

E-mail Print PDF

İbn-i Batuta, Orta Çağın en büyük seyyahı ve Rıhlet-ü İbn Battûta diye bilinen seyahatnâmenin yazarıdır. Tam ismi Ebû Abdullah Muhammed bin Abdullah bin Muhammed bin İbrahim Levâtî Tancî'dir. (Arapça: أبو عبد الله محمد ابن عبد الله اللواتي الطنجي ابن بطوطة, Shams al-Din Abu 'Abdallah Muhammad ibn 'Abdallah ibn Muhammad ibn Ibrahim ibn Muhammad ibn Ibrahim ibn Yusuf al-Lawati al-Tanji Ibn Battuta ‎). Doğum tarihi ve yeri 17 Receb 703 (24 Şubat 1304), Mağrib'in Tanca şehridir. Mensubu olduğu Levâte kabilesi Berberî asıllı olup Berka'dan Tanca'ya göçmüşlerdir. Maliki mezhebine mensuptur.

İbn-i Batuta, 1325'te Mekke'ye hacca giden zengin, Faslı bir Müslümandı. Bu esnada yaşadığı maceralar onu daha uzaklara yolculuk etmeye sevk etti. İbn-i Batuta, Avrupalılarca çok az bilinen Afrika, Ortadoğu ve Uzak Doğu'ya cesur yolculuklar yaptı.

Hayatı

Mekke'ye Hac seyahati

1325 yılında 20 yaşındayken hacca gitmeye karar verdi. Kuzey Afrika kıyılarından kara yoluyla Kahire'ye vardı. Daha sonra Nil kıyısından yukarı çıkarak Kızıldeniz'i aşıp Mekke'ye varmak istese de yukarı Nil bölgesindeki kabilelerin bu sırada isyan halinden olmaları nedeniyle Kahire'ye geri dönmek zorunda kaldı. Bu sırada karşılaştığı bir ermiş ona Suriye'yi görmeden Hacca gidemeyeceği kehanetinde bulundu. Bunun üzerine Şam'a doğru yola çıktı ve Ramazan'ı orada geçirdi. Şam yolculuğu sırasında Kudüs, Beytülahim ve El Halil gibi kutsal kentleri ziyaret etti. Medine üzerinden Mekke'ye vararak hacı oldu. Ancak dönüş yolunda yolculuklarını sürdürmeye karar verdi.

Bir kervana katılarak Mezopotamya sınırına doğru yol aldı ve Necef'te Hz. Ali'nin mezarını ziyaret etti. Buradan Basra yoluyla İsfahan'a gitti. Bundan yaklaşık on yıl sonra İsfahan Timurlenk tarafından yerle bir edilecekti. Daha sonra Şiraz'a ve Hülagü Han tarafından yağmalanmış olan Bağdat'a gitti. Burda son İlhanlı hükümdarı Ebu Said ile tanıştı ve onun kervanıyla bir süre yol aldıktan sonra Tebriz'e gitti. Tebriz Moğol saldırılarına karşı koymayarak onlara kapılarını açtığı için bölgede yıkılmadan kalmış tek büyük şehirdi. İpek yolu üzerinde de yer aldığından bölgenin önemli bir ticaret merkezi olmuştu. Daha sonra ikinci kez hacı olmak için Mekke'ye döndü. Mekke'de bir yıl kalarak ikinci büyük yolculuğuna hazırlandı.

1325-1326 yılları güzergahı

Read more...
 

5. Türk Dünyası Mühendislik Mimarlık ve Şehircilik Kurultayı – Mimar Sinan Uluslararası Proje Olimpiyatları

E-mail Print PDF

5. Türk Dünyası Mühendislik Mimarlık ve Şehircilik Kurultayı

24-27 Mayıs 2010 tarihinde Kazakistan Cumhuriyeti ve Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlarımızın yüksek huzurlarında icra edilen Dördüncü Türk Dünyası Mimarlık ve Şehircilik Kurultayı Sonuç Bildirgesinde alınan karalar doğrultusunda, Türk Devlet ve Akraba Topluluklarının mimar ve mühendislerinden oluşan Türk Dünyası Mühendisler ve Mimarlar Birliği’nin kurulmasına, kurulan bu birliğin organizasyonunda, 2012 kurultayının Türkiye’de “Türk Dünyası Mühendislik, Mimarlık ve Şehircilik Kurultayı” adı ile “Kimlikli ve Kişilikli Şehirler” temalı ve Büyük Usta Mimar Sinan’nın ismine ithafen Uluslararası Proje Olimpiyatlarının yapılmasına oy birliği ile karar verilmiştir. Bu karar doğrultusunda 2012 Kurultayı Trabzon şehrimizde, Ahilik Bayramına tekabül eden 15-18 Ekim 2012 tarihlerinde gerçekleştirilecektir. Bu kurultayın en önemli tarafı ise dünyada mühendislik, mimarlık ve şehircilik alanında bir ilk olarak gerçekleştirilecek Mimar Sinan Uluslararası Proje Olimpiyatları’nın yapılıyor olmasıdır. T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığımızın himayelerinde yapılacak olan bu Kurultaya; başta Türk Dünyası Cumhurbaşkanlarımız olmak üzere, İpekyolu Üniversiteleri Birliği, Kaşgar’dan Endülüs’e Türk-İslam coğrafyasından mesleğinde saygın çok sayıda bilim insanının ve ülke temsilcilerinin katılımları beklenmektedir.

Read more...
 

KONYA BEDESTENİ RESTORE EDİLİYOR

E-mail Print PDF

Konya Büyükşehir Belediyesi, Tarihi Bedesten Çarşısı’nda dönüşüm projesini başlattı.

Bedesten’in Alaaddin Tepesi ile birlikte Anadolu’nun tapu kayıtlarını oluşturduğunu vurgulayan Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek, çalışmayla hem Konya’yı geçmişteki görkemine kavuşturmayı, hem de ticareti ve turizmi artırmayı amaçladıklarını söyledi. Projenin şu anda yeryüzünde devam eden en önemli, en geniş alanda yapılan restorasyon projesi olduğunu vurgulayan Başkan Akyürek, proje tamamlandığında Tarihi Konya Çarşısı’nın cirosunun en az 4 katına çıkacağını, ziyaretçi sayısının da günlük 10 binlerden 110 binlere yükseleceğini ifade etti.

Konya Bedesteni

Konya Büyükşehir Belediyesi’nin Mevlana Kültür Vadisi Projesi kapsamında gerçekleştireceği “Tarihi Bedesten Çarşısı Sağlıklaştırma ve Dönüşüm Projesi” başladı.

Projenin başlaması nedeniyle Kapu Camii önünde düzenlenen programda konuşan Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek, Konya’da bugüne kadar birçok önemli hizmete imza attıklarını belirterek, tarihi Konya çarşısının yenilenmesi ve tarihi görkemine yeniden kavuşturulması projesini büyük bir heyecanla başlattıklarını söyledi.

KONYA TARİHİ AÇISINDAN DÖNÜM NOKTASI

Projenin Konya tarihi açısından bir dönüm noktası olduğunu kaydeden Başkan Akyürek, projeyi tamamlayabilmek için bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da birlik ve beraberlik içinde çalışacaklarını dile getirdi. Mevlana Kültür Vadisi projesinin önemli bir ayağını oluşturan Tarihi Konya Çarşısı’nda çok sayıda türbe, sur duvarı, cami, sokak, okul, medrese ve tescilli yapı olduğunu kaydeden Başkan Akyürek, ekonomiye ve istihdama önemli katkılarda bulanacak projenin daha kaliteli, yaşanabilir mekanlar ortaya çıkaracağını ifade etti. Bölgede tarih ile bütünleşmiş yeni mekanlar ile alternatif bir turizm destinasyonunun ortaya çıkacağını vurgulayan Başkan Akyürek, bölgede tarihi, kültürel ve mimari özelliği olan 300’e yakın yapının restore edilmiş olacağını söyledi.

Konya Bedesteni

BU BÖLGE ANADOLU’NUN TAPU KAYITLARINI OLUŞTURUYOR

Tarihi Bedesten’in 2000 yıllık geçmişe sahip olduğunu anımsatan Başkan Akyürek, “Altyapı çalışmalarında Roma döneminden kalma kanalizasyon ve su şebekelerine ulaştık. Selçuklu ecdadımızın ayak izleri ile Osmanlı ecdadımızdan kalma hizmetlerle karşılaştık. Burada Alaaddin Keykubat’ın ayak izleri var. Sultan Kılıçarslan’ın gezdiği, yönetim merkezi olarak kullandığı alanlar, Sultan Mesud’un ordusunu sefere çıkardığı meydanlar var. Yine, Hazreti Mevlana’nın arkadaşlarını, talebelerini ziyaret ettiği dükkanlar var. Selahaddin Zerkubi’nin sarraf dükkanı burada. Sadreddin-i Konevi’nin ve Selçuklu büyüklerinin mekanları bu bölgede bulunuyor. Bu bölgenin bizim için tarihi anlamı, ticari anlamının, turistik anlamının çok önünde yer almaktadır. Bu bölge, Alaaddin Tepesi ile birlikte Anadolu’nun tapu kayıtlarını oluşturmaktadır” dedi.

Read more...
 

60 yıllık hayal gerçek oluyor!

E-mail Print PDF

Doğu Karadeniz’i Doğu Anadolu’ya bağlayan Tarihi İpek Yolu’nun alternatifi olarak gösterilen, Trabzon-Bayburt arasındaki Araklı-Dağbaşı Uğrak Yolu’nun iyileştirme çalışmaları ve Salmankaş Tüneli’nin tamamlanması halinde 60 yıllık rüya gerçek olacak.

Türkiye’yi kuzeyden güneye bağlayacak en önemli arterlerden biri olan, Trabzon-Gümüşhane-Bayburt-Erzurum ve İran hattındaki Tarihi İpek Yolu’nun alternatifi olarak gösterilen ve Trabzon’un Araklı ilçesi sınırlarından başlayıp Gümüşhane’den geçerek Bayburt’a bağlı Uğrak beldesine uzanan ”Araklı-Dağbaşı Uğrak Yolu”nun iyileştirilmesi amacıyla başlatılan çalışmalar devam ediyor. 

2 tünelin temeli Bakan Yıldırım'ın katılımıyla atıldı

Bu çerçevede 104 kilometre uzunluğundaki yolun Trabzon sahilinden itibaren 64 kilometrelik bölümü iyileştirilerek bir süre önce hizmete sunuldu.Kısa süre önce de engebeli ve aşırı eğimli yolun en kritik kesimini oluşturan 36 ile 40. kilometreleri arasındaki Salmankaş Geçidi’nde, her biri 4 bin 30 metre olan 2 tünelin temeli Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın katılımıyla atıldı.

3 saat süren karayolu yolculuğu 1,5 saate düşecek

Tünellerin tamamlanması ve mevcut yolun iyileştirilmesiyle kış aylarında yoğun kar, çığ ve buzlanma sebebiyle 6 ay ulaşıma kapalı kalan yol yıl boyu hizmet verebilecek. Böylece Trabzon-Bayburt arasındaki güzergah 16 kilometre kısalacak ve bu iller arasında 2.5 ile 3 saat süren karayolu yolculuğu 1.5 saate düşecek.

Read more...
 

1421: The Year China Discovered America

E-mail Print PDF

1421: The Year China Discovered America

Ancient maps and charts, first-hand accounts of voyages of discovery, sunken ships, inscribed markers and relics — these are among the data used to argue that the Chinese explored and mapped most of the world before Europeans set sail. A retired commander in the Royal Navy, Mr. Menzies' passion is old maps and charts, and anomalies he found in pre-Columbian European maps sparked his research. Written like a detective story, the book 1421: The Year China Discovered Americaattempts to reconstruct the voyage undertaken between 1421 and 1423 by an immense Chinese fleet under Admiral Zheng He, with capital treasure ships 480 feet long and 180 feet wide. His mission in part was to travel to "the end of the earth to collect tribute from the barbarians beyond the seas" (p. 75) and bring them into the Chinese tribute system, and to prospect for minerals, search for useful plants, take astronomical observations, make accurate maps, and determine a way to navigate in the southern hemisphere. 1421 sets out the evidence for the author's reconstruction of the course of this sixth and last great voyage.

How could such a momentous event have been forgotten? Over several centuries the Chinese had built up a large military and trading fleet, and by 1400 were the dominant economic, political, scientific, and maritime power in the lands around the Indian Ocean. Emperor Zhu Di, on taking power in 1402, began a series of formidable projects. He moved the capital from Nanjing to Beijing, enlarged the Grand Canal to the new capital, built the Forbidden City, repaired the Great Wall, founded a foreign language academy, summoned 2,180 scholars to compile a 4,000-volume encyclopedia to preserve all known literature and knowledge, and initiated a tremendous increase in shipbuilding so as to recreate a trading empire on par with that of the Tang dynasty 500 years before. On Chinese New Year in 1421 his new capital was inaugurated with international pomp, including envoys from 28 nations and the son and grandson of Tamerlane. But within two years Zhu Di had died a broken man, the country reeling under the economic and social cost of his ambitious programs. Led by the mandarins, his son and grandson repudiated and reversed his policies, and China entered a period of isolationism and xenophobia lasting for centuries. Overseas trade and travel were banned, at one point learning a foreign language or teaching foreigners Chinese was prohibited, and in 1644 all records of the voyages of Zheng He were burnt by the Minister of War as "deceitful exaggerations of bizarre things far removed from the testimony of people's eyes and ears." As Mr. Menzies says, their memory was "expunged so completely over the succeeding decades that they might never have existed" (pp. 55, 56). The one remaining monument to Zheng He, a carved stone overlooking the Yangtze estuary, states:

The emperor . . . has ordered us and others at the head of several tens of thousands of officers and imperial troops to journey in more than a hundred ships . . . to treat distant people with kindness . . . We have gone to the western regions . . . altogether more than three thousand countries large and small. We have traversed more than a hundred thousand li [forty thousand nautical miles] of immense water spaces. — p. 400


Chinese voyages of 1421-1423 as reconstructed by Mr. Menzies

Read more...
 

ZHENG HE (Hacı Mahmud Şems): Amerika'nın Kâşifi Bir Müslüman mı?

E-mail Print PDF

Zheng He (Geleneksel Çin yazısı: 鄭和; Basitleştirilmiş Çin yazısı: 郑和; Hanyu Pinyin: Zhèng Hé; Wade-Giles: Cheng Ho; Türkçe okunuşu: Cınğ Hı; Doğumdaki ismi: 馬三寶 / 马三宝; Pinyin: Mǎ Sānbǎo; Arapça / Farsça: حجّي محمود شمس Hacı Mahmud Şems) (1371-1433) ünlü Müslüman Çinli denizci, amiral ve kâşif.


 

Hayatı

Modern Yunnan Eyaletinde 1371'de doğmuştur. Hui kökenli Zheng He'nın asıl ismi Ma Sanbao (馬 三保) idi. İslamı benimsemiş Semur sınıfındandı. Yunnan'ın ünlü valisi, bugünkü Özbekistan sınırları içindeki Buhara'dan Seyyid Eclel Şems el-Din Ömer'in altıncı kuşaktan torunudur. Soyismi olan "Ma" Şems el-Din'in beşinci oğlu Masuh'dan gelmektedir. Hem babası Mir Tekin hem de dedesi Keramettin Mekke'ye hac yapmaya gitmiştir; onların bu uzak yerlere yaptıkları seyahatlerine dair anılarını dinlemiş olduğuna şüphe yoktur.

Zheng He (Hacı Mahmud Şems)Zheng He daha küçükken, 1382 senesinde Moğol Yuan Hanedanlığı egemenliğindeki Yunnan Ming Hanedanlığı tarafından işgal edilmiştir. Tutsak alınıp, o dönemdeki diğer çocuk tutsaklara yapıldığı gibi, hadım edilmiş ve İmparatorluğun hizmetlilerinden birisi olmuştur. Nanjing Taixue'de (Merkezi İmparatorluk Koleji) eğitim görür, prens Zhu Di'nin hizmetinde görevlendirilir. Zhu Di'nin1402 senesinde Yonglo İmparatoru olmasıyla sonuçlanan İmparator Jianwen'e karşı yapılan Yonglo ayaklanmasında önemli bir başarı yakalamıştır. Bu dönemdeki askeri başarılarından ötürü Zhu Di tarafından Zheng He ismi verilmiştir. Başarıları onu amiralliğe yükseltmiştir.

Zheng 15. yüzyılda Malakka'ya seyahat etmiştir. 15. yüzyılın ortalarında Çin İmparatoru tarafından bir Çinli prenses, Hang Li Po (veya Hang Liu) Malakka Sultanı, Sultan Mansur Şah ile evlendirilmek üzere Malakka'ya gönderilmiştir. Prensesin beraberinde gelen yüzlerce kişi Malakka'da Bukit Cina'ya yerleşmiştir. Bu kişilerin soyundan gelenler bugün Peranakan olarak adlandırılmaktadır.

1424'te Yonglo İmparatoru öldü. Ardından imparator olan İmparator Hongxi tahtta sadece bir yıl kalabilmiştir. Zheng He İmparator Xuande'nin tahtta olduğu dönemde bir sefer daha yapmıştır. Fakat bundan sonra Çin hazine filosu sonlanmıştır. Zheng He hazine filosunun son yolculuğunda vefat etmiştir. Her ne kadar Çin'de bir mezarı olsa da bu mezar boştur, diğer ünlü amiraller gibi denize gömülmüştür.

Seyahatleri

Zeng He'nın seyahatlerinden genellikle Batı Okyanusu seyahatleri olarak söz edilmiştir. Batı Okyanusu ile kastedilen Zeng He'nın Asya ve Afrika'da keşfettiği yerlerdir. Bunlara şunlar dahildir:

  • Sumatra,
  • Malakka,
  • Cava Adası,
  • Seylan,
  • Hindistan,
  • Amerika kıtaları,
  • İran,
  • Arap Körfezi,
  • Arabistan,
  • Kızıldeniz - Mısır'a kadar kuzeyi,
  • Afrika - Mozambik Kanalı'na kadar güneyi,
  • Tayvan (yedi kez).

Seyahatlerinin sayısı ayrıştırmanın yapıldığı metoda göre değişiklik gösterir, fakat Batı Okyanusuna filosuyla birlikte en az yedi kez seyahat etmiştir. Çin'e otuzdan fazla krallıktan ganimet ve temsilci ile dönmüştür. Bunların arasında İmparatora bizzat özrünü sunmak için gelen Seylan Kralı Alagonakkara da vardır.

Zheng'ın gemilerinden bazılarının Ümit Burnunun ötesine seyahat ettiğine dair spekülasyonlar mevcuttur. Özellikle Venedikli rahip ve haritacı (kartograf) Fra Mauro 1457 Fra Mauro haritasında 1420 yılında "Hindistan'dan gelen - büyük bir - jungun" Atlas Okyanusu'nun içine doğru 2000 mil ilerlediğini belirmiştir.

Seferleri, kayıtları, haritaları bazı diğer Antik dünya haritalarının kaynağıdır. Bu haritalarda, örneğin Fra Mauro haritası veya De Virga Haritası, (gizemli bir şekilde) Amerika kıtaları, Antarktika ve Afrika'nın burnu gibi yerler (Avrupalı) resmi keşiflerinden önce gözükmektedir.

Zheng He'nin gemisiyle Columbus'un gemisinin mukayesesi
Zheng He'nin gemisiyle Columbus'un gemisinin mukayesesi

Filolar

Çin kaynaklarına göre Zheng He 300'den fazla gemiden oluşan 7 filoya kumanda etmekteydi. Toplamda komutasında yaklaşık 30.000 adamı vardı.

1405 seferinde 317 gemi ve 27.800 adam vardı. Filolarda farklı birçok tipte gemi bulunurdu. Örneğin kumandan ve yardımcılarını barındıran, 9 direkli, yaklaşık 120 m uzunluğunda ve 50 m genişliğinde olan Hazine gemileri bulunurdu.

1412 ve 1421'de yaptığı diğer iki seferdeki filolar da yaklaşık bu büyüklükteydi.

Dönemin Çin gemilerinin devasa özellikleri Doğu'ya seyahat etmiş seyyahlarca da doğrulanmıştır; İbn Battuta ve Marco Polo gibi.

Kültürel Yankılar

Zheng He'nın devasa filoları ve yaptığı başarılı seferler gerek dönemin gerekse daha sonraki dönemlerin kültüründe yer etmiştir.

Kim Stanley Robinson'ın The Years of Rice and Salt isimli alternatif tarih romanında Zheng bir karakter olarak bulunur.

Bazı tarihçiler tarafından ve yakın zamanlarda hazırlanmış bir National Geographic makalesinde Denizci Sinbad efsanesinin ve Bin Bir Gece Masalları'nda bulunan Denizci Sinbad'ın Yedi Seyahati masalının kaynağının Zheng olduğu ortaya atılmıştır.

Dış Bağlantılar

 

 

MUĞLA MİLAS - Çöllüoğlu Hanı’nda Restorasyon Devam Ediyor

E-mail Print PDF

MUĞLA MİLAS - ÇÖLLÜOĞLU HANI

Restorasyon çalışmaları büyük bir hızla devam eden Çöllüoğlu Hanı’nın çatısı tamamlandı.

Milas Belediyesi’nin prestij projelerinden olan çalışmayı değerlendiren Milas Belediye Başkanı Muhammet Tokat, Milas’ın geleceği için önemli olan çalışmanın büyük hızla devam ettiğini ancak kendilerinden kaynaklanmayan bazı maddi sorunlar nedeniyle küçük sıkıntılar yaşamalarına rağmen, uygulamayı yapan firmanın özverili çalışmaları sayesinde bu seviyeye gelindiğini söyledi. Başkan Tokat ayrıca Tarihi Arasta ve Çevresi 1. Etap Restorasyon ve Sokak Sağlıklaştırma Projesi’ne önümüzdeki süreçte başlanılacağını da müjdeleyerek, Çöllüoğlu Hanı ile birlikte Milas’ın tarihi geçmişini, geleceğe taşımak için daha birçok çalışmaya imza atacaklarını sözlerine ekledi.

TARİHÇESİ

Abdülaziz Ağa tarafından 1719-1720 yılları arasında yaptırılan Çöllüoğlu Hanı, Milas Belediyesi Ana Hizmet Binası’nın da bulunduğu Hisarbaşı tepesinde, birbirlerine paralel ve dikey dar sokaklarla bağlanan ve Milas’ın eski ticari hayatına yön vermiş, bugün dahi birçok zanaatkârı içerisinde barındıran tarihi arasta içerisinde yer almaktadır.

Hana, kuzey cephesindeki kemerli kapıdan girilir. İki katlı, avlulu ve dikdörtgen bir yapıdır. Hanın alt katı hayvan barınakları, üst katı ise konaklama için kullanılmıştır. 18. yüzyıl Osmanlı mimarisinin özgünlüğünü korumuş nadir yapıları arasındadır.

Çöllüoğlu Hanı restorasyonu Milas Belediyesi tarafından 2010 yılında başlatılmıştır.

http://www.bodrumfatihi.com/kultur/colluoglu-haninin-cati-restorasyonu-tamamlandi.htm

 

AFYONKARAHİSAR'DA BEDESTEN RESTORE EDİLECEK

E-mail Print PDF

AFYONKARAHİSAR'DA BEDESTEN RESTORE EDİLECEK

Tarihi Bedesten Çarşısı’nın restorasyonu için ilk adım atıldı. Belediye Başkanı Burhanettin Çoban’ın öncülüğünde, Vali İrfan Balkanlıoğlu başkanlığında, çarşı esnafı ve mülk sahipleriyle istişare toplantısı yapıldı.

Devlet-vatandaş işbirliği

2004 yılında projesi çizilerek Eskişehir Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu’ndan gerekli izinleri alınan Bedesten Çarşısı’nın restorasyonu, devlet- vatandaş işbirliğinde gerçekleştirilecek. Restorasyon giderlerinin büyük bölümü Afyonkarahisar Valiliği ile Afyonkarahisar Belediyesi, kalan kısmı ise dükkan sahipleri tarafından karşılanacak. Tarihi Bedesten’in restorasyonu için hem fikir olan çarşı esnafı en kısa sürede dernek kuracak. Kurulacak dernekle birlikte oluşturulacak yönetim, restorasyon için daha somut adımlar atabilecek. 2004 yılında kabul edilen restorasyon projesi kapsamında çarşının çatı ve dış cephe iyileştirmeleri yapılacak.

Read more...
 

Avrupa'dan İlyas Bey Külliyesi'ne ödül

E-mail Print PDF

Avrupa'dan Aydın İlyas Bey Külliyesi'ye ödül

Avrupa Komisyonu ve Europa Nostra tarafından Avrupa’da sınır ötesi bilgi ve deneyimi teşvik etme ve somut kültürel mirasın korunmasına yönelik en iyi çalışmaları belirleme amacıyla her yıl düzenlenen Avrupa Birliği Kültürel Miras Ödülü / Europa Nostra Ödülleri’ni bu yıl kazananlar belli oldu. 31 ülkeden gönderilen toplam 226 proje arasından 28 proje; "Koruma", "araştırma", "özel hizmet" ve "öğretim, mesleki eğitim ve bilinçlendirme" kategorilerinde ödüle değer görüldü. Bu projelerden “büyük ödül” alacak 6 tanesi, 1 Haziran'da Lizbon'da düzenlenecek törende açıklanacak.

Türkiye’de ve dünyada gömleklik kumaş tasarımı ve üretiminin önde gelen markalarından Söktaş’ın restore ettirdiği Didim’e bağlı, Menteşe Beyliği’nin başkentliğini yapmış Balat’taki Milet Antik Kenti içinde yer alan İlyas Bey Külliyesi de Avrupa’nın kültürel mirasını korumayı misyon edinen Europa Nostra'dan ödül aldı. Anadolu Beylikleri dönemi mimarisinin özelliklerini yansıtan ve Batı Anadolu'nun zengin kültürel mirasında önemli bir yer tutan İlyas Bey Külliyesi “tarihi yapıtların onarım ve korunması” kategorisinde ödüle layık görüldü. Mimar Cengiz Kabaoğlu’nun başkanlık ettiği İlyas Bey Külliyesi Koruma-Onarım, Çevre Düzenlemesi ve Sergileme Projesi, “tarihi yapıtların onarım ve koruması” kategorisinde Türkiye'den ödül alan tek proje oldu. Europa Nostra Ödülü koruma kategorisi jürisi, “külliyenin dokümantasyonundaki yüksek kalitenin ve yapı kalıntılarına yapılan hassas müdahale” nedeniyle bu projeye ödül vermeyi kararlaştırdı. Europa Nostra Ödülü koruma kategorisi jürisi yapının dokümantasyonunu, günümüze ulaşan yapı öğelerinin korunmasını başarılı bularak, 1404 senesinden kalma kompleksin restorasyonuna “araziyle uyumlu ve yöredeki insanlarla kültürlerini birleştirici bir etkiye sahip” yorumunda bulundu.

Read more...
 


Page 5 of 17


RESTORASYON / KORUMA

ARKEOLOJİ

KİMLER ÇEVRİMİÇİ

We have 196 guests online

nakliyat evden eve nakliyat evden eve nakliyat gebze evden eve nakliyat