BALKANLARDA TÜRK MİMARİ ESERLERİ TAHRİP EDİLİYOR
Dünyanın çeşitli bölgelerinde Osmanlı mimarisinin yarattığı onbinlerce eserden ancak çok azı günümüze ulaşabildi. Bu şaheserlerin büyük kısmı, başta savaşlar olmak üzere çeşitli nedenlerle yıkıldı. Suudi Arabistan yönetiminin, Ecyad Kalesi'ni yıkmasıyla gündeme gelen Türkiye dışındaki Osmanlı mimari eserlerinin, Asya, Avrupa ve Afrika'daki onlarca şehirde bulunduğu, ancak bunların büyük bölümünün ya yıkıldığı ya da kaderine terk edildiği belirlendi. Asya, Avrupa ve Afrika'da Osmanlılar tarafından inşa ettirilen mimari eserlerin çoğu savaşlarda yıkıldı. Ayakta kalmayı başaran mimari eserlerin bir bölümü ise 1. Dünya Savaşı'ndan sonra günümüzde Suudi Arabistan yönetiminin yaptığı gibi bilinçli olarak ortadan kaldırıldı. Birçok mimari yapı ise şehirleşme çalışmaları adı altında yıkıldı veya kaderine terk edildi. Libya'da, Suriye'de benzer yıkımlar var. Başka yerlerde ihmal rol oynuyor. Yunanistan'da bilinçli bir yıkım var, Bulgaristan'da vardı, artık durduruldu. Hollandalı Osmanlı tarihçisi Machiel Kiel'in onlarca yıldır yaptığı tespit ve envanterler bu acı gerçeği ortaya koyuyor. Çağdaş Yunanistan'da da istina teşkil eden aydınların dışında politikacı ve seçmenler aynı paralelde. Bu ülkelerin Kanuni'ye Zigetvar'da heykel diken Macaristan'ın fikri düzeyine çıkmaları için asırlar ister. Avrupa Birliği üyeliğinin avantajlarıyla gelen şık hayat ve petro-dolar zenginliği, kültür ve bilinç değiştirmeye yetmiyor.
Anadolu'daki tarihi eserleri tespitte olduğu gibi Anadolu toprakları dışındaki Osmanlı mimarisinin tespiti için de en doğru kaynak ünlü gezgin Evliya Çelebi'nin Seyahatname'si olsa gerek. Osmanlı Devleti'nin desteğinde Anadolu dışındaki eserleri tespit eden Evliya Çelebi'nin Seyahatname'sinin üzerine şimdiye kadar yapılmış detaylı bir çalışma bulunmuyor. Asya ve Afrika'daki Osmanlı eserleriyle ilgili detaylı bir çalışma yapılmadığı için günümüzde ayakta kalmayı başaran mimari değeri olan eserlerle ilgili bilgi bulunmuyor. Türkiye dışındaki Osmanlı eserleriyle ilgili araştırma sayısının yetersizliği göze çarparken, 3 kıtaya yayılmış eserlerin tümünü inceleyen ender katalog çalışmasından biri, Dışişleri Bakanlığı Kültür Dairesi Genel Müdürlüğü tarafından yapılarak 1989'da yayınlanmış. Eserde, imparatorluğun dağılmasından sonra ortaya çıkan 22 ülkedeki Osmanlı eserlerinin durumu belgelenmiş.

Saraybosna'daki Gazi Hüsrevbey (Begova) Camii. Yıkımdan once
Balkanlardaki Türk Eserleri
Osmanlılar en fazla mimari eseri Balkanlar'da yaparken, Osmanlı İmparatorluğu'nun mirasçısı devletlerin sınırları içinde yaşayanlar, bütün enerjilerini, devrilmiş efendilerinden kalan ne var ne yoksa hepsini yakıp yıkmaya harcadıklarından, Osmanlıların Balkanlar'da yarattığı mimari eserlerin yaklaşık yüzde 98'i yok olmuştur. Tarihçi açısından 19. ve özellikle de 20. yy da yaşanan olaylar Osmanlıların Balkanlar'daki bayındırlık faaliyetlerine ilişkin kapsamlı bir araştırma yapmayı çok güçleştirmiştir. Batı ve Orta Avrupa'da, ortaçağda yaratılmış olan eserlere bakarak, o zamanın kentlerinin neye benzediğine dair kusursuz bir izlenim edinebilmek hâlâ mümkündür; oysa Balkanlar'da geçmiş dönemlerle bağlar kesilip atılmıştır. Osmanlı dönemi sanat eserleri sevdirilip anlatılmadığı için tahrip edilir. Balkan milletleri benimsemedikleri tarihi dönemlere ait kalıntıları süratle tahrip eden eğitimli (diplomat) toplumlardır. Bu tahribatı tespit eden de bizler değiliz, Hollandalı sanat tarihçisi Machiel Kiel.